BAKIRCILIK


İnsanlık tarihi kadar eski olan ve kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan bakırcılığı, Polatlı'da geçmişten bugüne taşıyan, yaşatan nefesler var.

Polatlı’daki sayılı bakır ustalarından biri olan Hüseyin usta, babasından öğrendiği mesleği tüm dar boğaza rağmen yaşatmaya çalışan insanlardan biri. Gelişen teknoloji ile birlikte kaybolmaya yüz tutan bakırcılık mesleğini sürdürmekte kararlı olan bakır ustaları arasında yerini almış Akman, usta-çırak ilişkisinin artık kalmadığını söylüyor.

40 yıldır bakırcılıkla uğraşan Hüseyin Akman (55) babasından öğrendiği bakırcılığın artık babadan oğla geçen meslekler arasında son sırada kaldığını söylüyor. Akman, babasının yanında çıraklıktan başlayarak bugünlere kadar gelmiş. Beypazarı’nda başlayan bakırcılık serüveni Polatlı’da devamlılık kazanmış. Kendi çabası ve babasının öğretisiyle bu mesleği yaptığını söyleyen Hüseyin usta kendi oğluna bakırcılığı bilinçli olarak öğretmemiş. Değişen hayat şartları, gelişen dünyaya o da ayak uydurarak oğlunun akademik düzeyde eğitim alması için çabalamayı daha doğru bulmuş.

Bakırcılık güzel bir meslek diye söze başlayan Hüseyin usta “ama”lı cümleler kurmaya başlayınca yüzünden okunuyor yılların yorgunluğu. Öncelikle bakırcılığın insan hayatını tehlikeye soktuğundan bahsediyor. Hüseyin Akman; “ateşle bakırın zehir kustuğunu, çoğu zaman maske takarak çalıştığını söylüyor. Kalaycılığın azaldığını daha çok işleme yaptığını belirten Akman, bakırın üstüne kilim, gül gibi desenler işliyor. Müşterilerin daha çok evde kararmaya yüz tutmuş bakırlarını bakımının yapılması için getirdiğini belirtiyor. Sabah 8.30’dan akşam 20.30’a kadar on iki saat dükkanda çalıştığını söyleyen Hüseyin usta, bütün gün iş olsa da olmasa da ekmek teknesinde beklediğini vurguluyor. Akman, mesleğini severek yaptığını söylüyor; ancak bakırcılıkta artık çırak bulunamadığını söylüyor. Bunun nedenini de mesleğinin gelecek vaat eden bir meslek olmamasına bağlıyor.

Hüseyin Usta, bir kabı işlemenin yarım günümü aldığını söyleyerek başlıyor kabı nasıl işlemlerden geçirdikten sonra işlediğine. Hüseyin Usta işe önce bakır kabın içini kalaylamakla başlıyor. Ardından kabın dışını kuru bezle güzelce silip üzerine de vernik atıyor kabın kararmaması için. Hüseyin Usta’dan bir bakır kabın uzun yıllar parlaklığı koruması için kuru bezle silinmesi gerektiğini de öğreniyoruz röportajımız yoluyla.

Dükkanda biri 1.5 diğeri, 5 senedir sahibini bekleyen bakır kaplar bulunuyor. 5 senede geçse üstünden unutulmuş kapları kesinlikle satmıyor Hüseyin Usta ki sahibi mutlaka gelip alıyor pasparlak bakır kaplarını.

Her mesleğin bir handikabı olduğu gibi bakırcılığında insan sağlığını tehdit edici yönleri olduğunu söylüyor Akman. Meslek hastalıklarından hiçbirine bugüne kadar yakalanmadığını söyleyen Hüseyin Akman, her sene yıllık kontrolünü yaptırmayı asla unutmuyor. Bir buçuk sene sonra emekli olacağını ama işi bırakmayacağını söylüyor.


Bakırcılıkla Birlikte Kalaycılık Mesleği de Tarihe Karışıyor

60 yıldır bu mesleğini sürürden 75 yaşındaki Ali Gülsoy, adeta zamana meydan okuyor.


“ Kalaycı Hüseyin dedin mi beni herkes tanır beni burada ”

Hüseyin Akman, mesleğinin asla yok olmasını istemediğini ama çırak- usta ilişkisinin olmaması nedeniyle mesleğin çok uzun yıllar devam etmeyeceğini düşünüyor. Bakırcılık için çok zorlukları olan bir meslek diyen Akman, çalışma koşullarının çok ağır olduğunu, işten çıkıp eve gittiğinde banyo yapmadan şöyle rahatça oturamadığından yakınıyor. Tüm zorluklarına rağmen bakırcılığın aşkla yapılması gereken bir meslek olduğuna vurgu yapıyor.

Bakırcılık mesleği tarihe karışıyor
Bakırcılık mesleği tarihe karışıyor

İnsanlık tarihi kadar eski olan ve kaybolan meslekler arasında yer alan bakırcılığı, Çankırı'da iki usta yaşatmaya çalışıyor.

Çankırı Bakırcılar Çarşısı'nda, bir zamanlar 20'den fazla işyeri bulunurken, son zamanlarda bu mesleği sadece iki usta ayakta tutmaya çalşıyor. Gelişen teknoloji ile birlikte kaybolmaya yüz tutan bakırcılık mesleğini sürdürmekte kararlı olan bakır ustaları İbrahim Yeşil ile Satılmış Göktaş, iş yapamamaktan yakınıyor.

5-10 YIL ÖMRÜ KALDI
45 yıldır bakırcılıkla uğraşan 80 yaşındaki İbrahim Yeşil, çelik tencerelerin çıkmasıyla bakır kaplara olan ilginin bittiğini söyledi. Eskiden bakırcılığın Çankırı'da önemli bir meslek olduğunu ifade eden İbrahim Usta, "Bu meslekte benden eskisi kalmadı. Bir zamanlar ocaklarımız hiç sönmüyordu. Ancak 2 aydır ocak bile yakmadık. Her geçen yıl bir önceki yılı aratıyor" dedi. Kalayda kullandıkları ocakları artık yakmadıklarını ve üretimi bıraktıklarını belirten İbrahim Usta, şöyle konuştu: "Önceden kendi imalatımızı satıyorduk. Ancak şimdi Maraş'tan getirip satıyoruz. Vatandaş artık bakır eşyaları süs eşyası olarak alıyor. Eski bakırları alıyoruz ve eritip bakır yapıyoruz. Bu eritilen bakırları da Maraş'taki üretim yapan yerlere yok pahasına satıyoruz. Bu meslek öldü." İlkokulu bitirdikten sonra bakırcı çırağı olarak işe başladığını anlatan 50 yaşındaki Satılmış Göktaş ise 2 aydır iş yapamadığını söyledi. Yeni yetişen neslin bakır eşyaları evine bile koymadığını belirten Göktaş Usta, bakırcılık mesleğinin ömrünün de 5- 10 yıl içinde tükeneceğini savundu.

0 Responses