KARASABAN
Karasaban
Name:  IMG_0248.JPG

Views: 2687

Size:  35.0 KB
SABAN HEMDE MANDALI 

Şekil ve resim olarakta sayfaya ekleyelim ki; daha anlaşılır olsun.



Eklenen Resimler
Karasaban toprağın altını üstüne getirmek(sürmek) için yapılmış, genellikle sert iki ağacın birleşmesinden oluşan basit tarım aletidir.Ağacın sivri olan yerine takılan özel yapılmış saban demiri denen parçayla toprağın aktarılması saglanır.İkinci parçanın ucuna boyunduruk denilen sabanı çekecek hayvanların bağlanacağı bir düzenek takılır.
Teknolojik yeniliklerin ardı arkası kesilmemesine rağmen; modern tarım aletlerine yenik düşmeyen karasaban kırsal kesimde yaşayan çiftçilerin halen vazgeçilmez tarım aletleri arasındaki yerini koruyor.
1927 yılında basılan 1 TL'nın önyüzünde karasabanla çift süren bir köylü kompozisyonu vardır.



Eklenen Resimler
Şuan pulluk tarafından yapılan işi, eskiden karasaban yapardı. Metin Bey'in söylediği gibi karasaban günümüzde de kullanılan bir tarım aracı. Bunun neden lerini sıralayacak olursak.
*Cızı tutmak denilen bir terim vardır.
*Tarlaya ekilecek mahsulu, kararı ile ekmek için, tarlaya önce cızı tutulur. Cızı tutmak tarlayı belli aralıklarla, düzgün bir çizgi şeklinde bölmeye denir. Traktör tarlaya girmeden önce , tohum saçılmış olmalı. Köylüler bu cızı tutma işini genellikle karasaban ile yaparlar. Sonrasında da tarlaya ekilecek ürünü saçar ve traktör ile sürülmesini beklerler.
*İçinde çok fazla ağaç bulunan tarlalara traktör giremez, örneğin vişne bahçeleri, ya da elma bahçeleri vs... Ağaçlara zarar vermemesi için bu tür tarlalar karasaban ile sürülür.
*Traktör ile tarla sürdürecek kadar parası olmayan kişiler de, tarlalarını karasaban ile sürmeye devam etmekte.
*Özelikle bahçelerde, bel ile toprağı kabartama işlemi yapılmayacaksa! Tarktör ile sürüm değilde karabasan tercih edilir. Çünkü dar alanlarda, traktör toprağı sürmekten ziyade, sıkıştırır.
*Karasabanın arka tarafında ayak basılabilecek bir yer vardır. Bu ayak yerine tarlayı süren kişi basar, bu şekilde karasaban toprağa daha iyi saplanır, ve toprak daha derinden sürülmüş olur.
Karasaban ile ilgili bir anı

Dedem, ilerleyen yaşına rağmen tarlalardan kopamamış. Bir gün babam yeni aldıkları öküzler ile tarla sürmeye gidince, dedem de peşine takılmış. Bir taraftanda yeni aldıkları öküzlere bakacak ya...
Babam tarlayı sürmeye başladıktan bir süre sonra, dedem tutturmuş birazda ben süreyim diye. Babam, baba, bu öküzler çok dinç, sen bunların arkasından yetemezsin düşer bir tarafını sakatlarsın desede, dedeme fayda etmemiş söyledikleri.
Dedem geçmiş karasabanın ve öküzlerin arkasına, ayağını sokmuş sabanın arasına, ve başlamış elindeki öğündereyi öküzlere dürtmeye. Dedem eski kocamış öküzlerine gidiyor, habire ho ho, diye bağırıyormuş. Yeni öküzler, zaten dinç oldukları için aslında hiç dürtülmeye ihtiyaçları yokmuş. Ama dedem alışkanlık yapmış habire bağırıyor, ho ho diye o bağırdıkça öküzler hızlanmış. Tabi bu hıza yaşı 70'i geçmiş olan dedemin dayanması mümkün değil, ve dedem ayağını da sabandan çıkartamadığı için, öküzlerin arklasında sabana takılı olarak sürüklenmeye başlamış. Şimdi dedenin sürüklenmesi çok mu hoşuna gitti? ne gülüyorsun demeyin, çünkü bizi tanıyanlar bilir, biz ağlanacak olaylardan bile, gülünecek şeyler bulan bir aileyiz

Tarlanın alt ucuyla üst ucu arasında yaklaşık 200 metrelik bir mesafe var, ebem ve babam olayı farkettiklerinde, öküzler arayı epey açmışlar. Onlar yetişinceye kadar, deyim yerindeyse dedemin üstünde elbise kalmamış, hepsi kafasından çıkmış Babam öküzleri zor durdurmuş, dedem de bir daha karasabanın başına geçmemiş.


Ukalalığımı bağışlayın. Konu ilgimi çekti. Bir iki şey de ben yazayım dedim.
Karasaban: Belki de, insanlık tarihinde icat edilmiş olan, gelmiş geçmiş en faydalı araçlardan biri.

Arkadaşlar güzel tarif etmişler.
Ana bölümler: Ökçe, Ok, Boyunduruk.
Ökçe: "L" şeklinde. Kısa ucu toprağı işleyen, diğer ucu "süren" tarafından kumanda etmeye yarayan kısım. Kısa ucunda toprağı "deşelemesi" için, konik şeklinde "saban demiri" bulunur. "L" nin iç "göpçük"ünde, okun kalın ucunda "sivriltilmiş" kısmın girmesi için ökçe deliği" bulunur. Ok ile ökçe, bu delik sayesinde birleştirilir. Ok'un uç bölümünde 1,5 cm çapında, 4 ila 5 adet "ok deliği" bulunur. Ok ile "boyunduruk" bu deliklere takılan "dede kılıcı" ve "eğef" sayesinde birleştirilir.
Boyunduruk: Öküzleri koşmaya yarayan yaklaşık 1,5 metre uzunluğunda, 15 cm çapında iki adet ağaçtan oluşur. Genelde kavak ağacından yapılır. Bu iki parça "zeble" ler yardımıyla birleştirilir. Zebleler öküzlerin boyun bölgesi ile boyundurğu birleştirmeye yarar.
Eğef: Genelede "şimşir" ve benzeri ağaçlardan yapılır. "O" şeklindedir. Boyunduruğa montelidir. Ok'un üzerine "dede kılıcı" ve "ok deliği" yardımıyla birleştirilir.
Öğendire, üğendire, üvendire, övendire: Öküzleri uyarmak için "dürtme" aracıdır. Bir ucunda köretltilmiş çivi mevcuttur. Buna "enbel", "embel" denir. Diğer tarafında, "saban demirine" yapışan çamurları sıyırmak için ispatula biçiminde "opsa" bulunur. Bazı yörelrede "anadot" denilen alete bizde "ananat" denir.

Selamlar.
1 Response
  1. Unknown Says:

    çok güzel tarif etmişsiniz teşekkürler.